İsrail’de ultra-ortodoks Yahudi toplulukları, İsrail ordusunun askere alma çağrılarına karşı büyük bir protesto düzenledi. Protestolar, özellikle Haredi olarak bilinen ultra-ortodoks grupların, orduda hizmet etme yükümlülüğüne itiraz etmeleri üzerine yoğunlaştı. Bu durum, ülke içindeki sosyal ve dini gerilimleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Protestocular, Tel Aviv ve Kudüs gibi büyük şehirlerde toplanarak, askere alma uygulamalarına karşı seslerini yükselttiler. Eylemlerde, askere almanın dini inançlarına ve yaşam tarzlarına ters düştüğü vurgulandı. Ultra-ortodoks topluluklar, Tora’yı okumak ve dini hayatlarını sürdürmek için zaman ayırmaları gerektiğini savunarak, askere almanın bu değerlere zarar vereceğini belirttiler.
Ultra-ortodoks topluluklar, İsrail ordusunun askere alma politikalarının, Haredi yaşam tarzına saygı göstermediğini ifade ediyor. Haredi liderler, bu uygulamanın toplumsal yapıyı tehdit ettiğini ve gençlerin dini eğitimlerini tamamlamaları gerektiğini savunuyor. Bu protestolar, İsrail’in askeri hizmete dayalı zorunluluğu ile Haredi topluluklarının özgürlük ve inançları arasında bir çatışma oluşturuyor.
Protestolar sırasında konuşan bazı liderler, “Bizim inancımız ve yaşam tarzımız, orduda hizmet etmeyi gerektirmiyor. Dini eğitimimize odaklanmalıyız ve bu, toplumumuz için çok daha önemlidir” şeklinde ifadeler kullandılar. Haredi topluluklarının sözcüleri, hükümetin bu konuda daha fazla esneklik göstermesi gerektiğini vurguladı.
Öte yandan, İsrail hükümeti, Haredi gençlerin orduda hizmet etmesini teşvik etme çabalarını sürdürüyor. Hükümet yetkilileri, ulusal hizmetin herkes için ortak bir sorumluluk olduğunu savunarak, Haredi topluluklarının bu yükümlülükten muaf tutulamayacağını belirtiyor. Bu durum, Haredi toplulukları ile devlet arasındaki gerilimi artıran bir faktör haline geldi.
Sonuç olarak, ultra-ortodoks Yahudilerin protesto eylemleri, İsrail’deki sosyal dinamikleri ve devlet ile din arasındaki dengeyi sorgulatan önemli bir olay olarak öne çıkıyor. Haredi topluluklarının askere alma çağrılarına karşı verdikleri tepki, toplumda daha geniş bir tartışma başlatıyor. İsrail’in gelecekteki askeri ve sosyal politikalarının bu gerilimden nasıl etkileneceği, kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir konu olarak gündemdeki yerini koruyor. Bu süreçte, farklı toplulukların hakları ve taleplerinin nasıl dengeye oturtulacağı ise tartışmaların merkezinde kalmaya devam edecek.