Geleceğin şehirleri, teknolojinin ve mühendisliğin geldiği noktada, alışılmadık yerlerde kuruluyor. Dünyanın ilk bulut üstü şehri, oksijen seviyesinin normalin yüzde 50’sine düşmesiyle yaşam mücadelesi veren bir toplumu barındırıyor. Şehir, özel olarak tasarlanmış yapıları ve solunum cihazlarıyla, atmosferin ince olduğu yüksekliklerde yaşamın sürdürülebilmesi için benzersiz çözümler sunuyor.
Bulutların arasında yer alan bu şehir, atmosfere daha yakın bir konumda ve oksijen seviyesinin düşük olması, burada yaşayan insanların hayatta kalmasını zorlaştırıyor. Şehir sakinleri, oksijen seviyesinin yarıya düşmesi nedeniyle özel solunum destek cihazları kullanmak zorunda kalıyor. Bu cihazlar, vatandaşların hayatta kalabilmesini sağlamak için sürekli oksijen desteği sunuyor. Ayrıca, şehirdeki yapıların çoğu, atmosferdeki oksijen seviyesini dengelemek için hava filtreleme ve temizleme sistemleriyle donatılmış.
Böyle bir şehirde yaşam, oldukça zorlu. Tüm insanların oksijen tüpleriyle yaşamaya devam ettiği, akşamları yoğun oksijen tedavisi yapıldığı bir düzen kurmuş olan yerleşim, dikkatlice düzenlenmiş bir ekosistem üzerine inşa edilmiştir. Tüm bu teknolojik altyapı, sakinlerine daha normal bir yaşam sürmeleri için gerekli desteği sağlıyor. Hava koşullarına dayanaklı tasarlanan binalar, şehri koruyarak dış etkenlerden izole ediyor.
Şehrin mimarisi, yaşamın zorluklarını aşmak için yaratıcı bir şekilde tasarlanmış. Gökdelenler, hem oksijen seviyesini artırmaya yardımcı olan büyük hava filtreleme üniteleriyle donatılmış hem de gün ışığından azami fayda sağlamak için güneş panelleriyle desteklenmiş. Yağmur suyu toplama sistemleri, şehirdeki su ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor. Yerel halk, doğal kaynakları koruma konusunda yüksek bir bilinçle hareket ediyor.
Bu ilginç şehir, dünya üzerindeki farklı coğrafi bölgeler için bir deneysel model teşkil ediyor. İnsanlar, oksijen seviyesinin düşük olduğu bu şehirde hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlu bir yaşam mücadelesi verirken, bilim insanları ve mühendisler bu tür şehirlerin tasarımını daha verimli hale getirmeyi amaçlıyor.
Bulutlar arasında kurulu bu şehir, oksijenin hayati bir öneme sahip olduğu bir ortamda, yaşamın nasıl sürdürülebileceğine dair farklı bir bakış açısı sunuyor. Bu deney, gelecekte daha yüksek irtifalarda yaşam kurma fikrini daha gerçekçi hale getirebilir.